Yörük Çadırı
Bilindiği gibi, Türklerde çadır kültürü de doğrudan göçebeliğe dayanmaktadır. Başka bir deyişle göçebenin evi olan çadır, Türklerde başlı başına bir sanat eseri olarak gelişme göstermiştir.
Dolayısıyla Yürüklerin kullandıkları çadırlar ve onların döşemeleri Türk sanatının gelişmesinde ve birçok mimari yapının şekillenmesinde de ilham kaynağı olmuştur.
Çadırların dünyada yerleşik düzene geçişte önemli bir etkisi olmuştur. Çoğunlukla dikkati çekmese de, Türk evinin mekân organizasyonu ve oluşumunda Yörük çadırlarının doğrudan etkisi görülmektedir. Türk evinde, evin ana mekânını oluşturan sofa ile odalar arasındaki ilişki, Yörüklerin yaylalarda kurduğu grup halindeki oba çadırlarının düzenlemesine benzemektedir.
Onun yerine hemen her odanın içinde oturulabilir, yatılabilir, yemek pişirilebilir, yemek yenilebilir ve hatta yıkanılabilir. Bir odanın çok işlevli kullanılıyor olması, oda içindeki bütün eşyanın taşınabilir nitelikli olmasıyla sağlanmıştır.
Bizler göçebeliği terk edeli uzun yıllar oldu ama, içimizden birileri zamana inat bu geleneği sürdürüyorlar.
Tıpkı Türk evlerinin bu kendine özgü biçimlenişinde olduğu gibi,Türk sanatının bütününe de Yürüklerin katkısı olmuş; göçebeliğin çok renkli, hareketli ve sürekli yenilenen yaşam biçimleri bir ölçüde adeta Türk sanatının ana karakteristiği halini almıştır.
Sonuç olarak: Türklerin yaşam biçimlerinin zamanla değişimi ile sanatta da özünden uzaklaşan değişimler görülmeye başlamıştır.
Halbuki, göçebeliğin zamanla değişimi kaçınılmaz iken, sanatımıza esas kimliğini veren sanat geleneğimizin sürdürülmesi bir esastır ve bütün olumsuzluklara rağmen çok önemlidir.
Açık ifadesiyle, kültür kimliğimizin temelindeki değerleri sahiplenme ve onları gelecek kuşaklara sağlıklı bir biçimde taşıma sorumluluğudur.
Saygıdeğer dostlar aşağıdaki satırlarda sizlere Yörük Çadırı hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.
Bundan yaklaşık 10 yıl önce Toroslar’da Anamas Yaylasında rastladığım ve 100 yıllık olduğunu öğrendiğim bir çadır üzerinde yoğunlaşarak yaptığım araştırma neticesinde aşağıdaki bilgi ve bulgulara ulaştım. Bu bilgi ve bulguları da sizlerle paylaşmak istedim.
Bilindiği üzere çadır; kıldan imal edilen asırlardır biz Yörüklerin evi -barkı olmuş muhteşem bir yapıdır. Muhteşem bir yapıdır diyorum zira; dünya üzerinde çadırdan devlet kurabilme yeteneğine sahip tek millet Türk Milletidir.
Kıl Çadır; öyle herkesin bildiği gibi öylesine bir malzeme değildir. O ki, devletini devesinin sırtında taşıyabilme becerisin gösteren bir milletin yurdudur.
Kıl Çadır, Yörüğün ne kadar zeki, güvenilir, kanaatkar, çevreci , barışçıl ve insancıl olduğunun bir ispatıdır.
Öncelikle çadırda kullanılan malzemelerden bahsetmek istiyorum:
Çadır: adından da anlaşılacağı gibi yapının çatısını teşkil eder. Aslında tamamına çadır denilmektedir. Ancak parça itibariyle çatısı çadır olarak ifade edilmektedir. Malzemesi kara keçilerin kılının; kırkılması, taranması , eğrilmesi, dokunması ve yine kıldan yapılan iplerle dikilmesi sonucunda elde edilen bir üründür.